By: admin
İş Hayatında Yeniliklere Açık Olmak
İş Hayatında Yeniliklere Açık Olmak
Özel şirketlerin artması, gelişen teknoloji, ekonomik koşullar, ihtiyaçların farklılaşması, eğitim seviyesindeki ilerleme gibi onlarca etken ile birlikte oluşan ve sürekli gelişen rekabet ortamı hem kişisel olarak çalışanları, hem de kurumları, işlerini devamlı daha iyiye, daha yeniye doğru götürmeye mecbur bırakıyor ve global bir bakış açısı ile yenilikçi kararlar almak, bunları faaliyete geçirmek, her iki taraf için de kaçınılmaz hale geliyor.
Bu ortamda hem özel yaşantınızda, hem de iş hayatınızda teknolojiye ayak uydurmak, yeniliklere açık olmak ve uyum sağlayabilmek, sizi rakiplerinize karşı güçlü kılacak olan bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.
Peki Yeniliklere Nasıl Ayak Uyduracağız?
Bundan yaklaşık 20 yıl önce iş hayatında kendinizi geliştirmeye çalışmak, elbette çok daha zordu. Yeni bir şeyler öğrenmek için mutlaka fiziksel olarak eğitimlere katılmanız, kitapları yanınızda taşıyıp, okuyup, uygulamaya çalışmanız veya şanslıysanız işinizle ilgili sizden daha fazla bilgisi olan bir iş arkadaşına sahip olmanız gerekiyordu. Ondan birşeyler öğrenip kendinizi geliştirmeye çalışıyordunuz, tabi o da öğretmeye gönüllü ise.
Günümüzde ise gelişen teknoloji ile birlikte kişiler her türlü bilgiye oturdukları yerden çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyorlar. Gündemi takip etmek, sınırsız bir bilgi kaynağına sahipken artık çok daha kolay.
Sağlıklı Zihin, Sağlıklı Bedende
Elbette ki herşeyden önce, beden ve zihin sağlığınızı korumak en temel önceliğiniz olmalı. Çünkü hepimiz biliyoruz ki ilerlemeyi, kendimizi geliştirmeyi bir yana bırakalım, normal işimize odaklanmak bile aksi takdirde çok mümkün olmayabiliyor.
Detaya girmeyecek olmakla birlikte beslenme, fiziksel aktivite, ve mümkünse ruh sağlığınıza iyi gelecek her ne var ise, mutlaka vakit ayırmaya çalışın. Örneğin zihninizi korkularınızdan arındırmak için meditatif yöntemlere başvurabilirsiniz. Yeni şeyler öğrenmek, bilgi edinmek, yeni yerler keşfetmek, yeni kültürlere adapte olmaya çalışmak, size dış dünyaya daha mutlu bir birey olarak katacaktır.
Değişimi Kabullenin
Çağa ayak uydurmak durumundayız, ve bu sadece iş hayatı için geçerli değil. Dikkat ederseniz, belirli bir yaş üzeri kişiler genellikle alışverişlerinde sadece nakit para kullanırlar. Çünkü kredi kartı onlara yabancı bir olgudur. Ya da cep telefonları örneğin; Yaşı ilerlemiş bir kişiyi dokunmatik ekranlara, görüntülü telefonlara alıştırmaya çalışmak bazen ne zor olabiliyor değil mi? Ancak er ya da geç, eski teknolojiler kullanımdan kalktıkça, bu geçişlerin zorunlu olarak yaşanacağını biliyoruz.
Aynı şeyi iş hayatına da uyarlayacak olursak, hızla gelişen dünyamızda kendini yenilemeyen bir bireyin, kariyerinde ilerleme kaydedemeyeceği de kesin görünüyor. İşsizliğin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede, yani bir diğer deyişle iş arayanların sayısının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, emekli olma yaşınız çok yakın değil ise, işinizi elinizde tutmak için yeniliklere ayak uydurmayı kabullenmeniz gerektiği, kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Gündeme ve Teknolojiye Ayak Uydurun
İşlerini her zaman yaptıkları gibi yapmaya devam edebilecekleri inancına takılıp kalmış, sabit fikirli bireyler bir sabah uyandıklarında işsiz kalabilirler. Çünkü dünya sürekli değişiyor. Her zaman yaptığınız işi otomatik olarak yapması için bir uygulama çıkartılabiliyor ve sektör aniden değişebiliyor.
Güncel haberleri, konuları takip edin. Ancak bu bilgileri edinirken, mutlaka kaynağın doğru haber veya bilgi sağladığına emin olduğunuz yerlerden faydalanmaya çalışın. Bilmediğiniz bir konu olduğunda görmemezlikten gelmek yerine, teknolojiden faydalanarak elinizden geldiğince en azından ne olduğunu anlamaya çalışacak kadar araştırın. İşinizin gereği olmasa bile yenilikleri takip etmeye çalışın. Edindiğiniz bilgiler belki de işinize uyarlanabilir veya sizde yeni fikirler uyandırabilir.
Yeni teknolojileri reddetmeyin. Her ne kadar başta bilinmeyen herşey gibi karmaşık görünseler de, çoğunlukla insan hayatını kolaylaştırmak üzere tasarlanmış oldukları için, işinizi kolaylaştıracak şeyler içereceklerdir.
Çekingenliği Bırakın
Öğrenmeye istekli ve açık olduğunuzu gösterin. İş yerlerinde, özellikle yaşı biraz daha ilerlemiş çalışanlar bu konuda çekingen davranabiliyor, veya ilk işinde çalışan yeni mezun arkadaşlar soru sormaya çekinebiliyorlar. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp diye bir söz var. Bir de öğrenmenin yaşı yoktur diye. Birlikte çalıştığınız kişilerin bilgilerinden faydalanmaya çalışmak çok doğaldır, neticede ortada yılların tecrübesi ve bilgi birikimi var, dünyayı yeniden keşfetmeye gerek olmayabilir.
Ayrıca örneğin bilgisayarda yapamadığınız birşey olduğunda, onu internetten arayıp, deneyip kullanmaya çalışmak yerine, konuyu bilen birinin yanınıza oturup size beş dakikada canlı olarak nasıl yapıldığını gösterip anlatması çok daha fazla akılda kalıcı olacaktır.
Soru sormak, işinizle ilgili birilerinden bilgi edinmeye çalışmak, iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve dolayısı ile kariyerinize fayda sağlayacak bir ilk adım olabilir.
Fırsatları Değerlendirin
Birşeyi herkesten önce öğrenmek, kullanmak, sizi her zaman bir adım öne taşır. Fırsatları değerlendirin; Şirketinizin sunduğu eğitimlere katılın, çevrenizden öğrenin, gerekiyorsa kendi eğitim fırsatlarınızı kendiniz yaratın. Kendinize güvenin ve yeniliklere açık olduğunuzu açıkça ifade edin.
Merak etmek ve araştırmak, her zaman olumlu sonuçlar verir. İşinizle ilgili bilmediğiniz bir kelime ya da kavramla karşılaştığınızda mutlaka araştırın ve bolca okumaya çalışın. Okumak, hem iletişim becerileri, hem mesleki yetkinlik, hem de özel ilgi alanlarınız anlamında kendinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
İletişim becerilerinizi güçlendirmek kariyerinizde ilerlemeniz için önemli bir adımdır. Kendinizi bu anlamda geliştirmek için okumanın yanı sıra iletişim dersleri alabilir, topluluk önünde konuşmalarda gönüllü olabilir, ekip çalışması gerektiren görevleri üstlenebilirsiniz.
Kendinize Yeniliklere Açık Bir İş Yeri Seçin
Yeniliklere açık olmak, elbette sadece teknolojik gelişmelere açık olmak anlamına gelmiyor. Örneğin pandemi ile birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışma, hibrit çalışma vb. kavramlar da yenilikçi bir düşünce olarak karşımıza çıkmıştı. Bu sayede, bazı işlerin aslında uzaktan da aynı verimlilikle yürüyebildiğini, belki de her iş için ofiste bulunmanın zorunlu olmadığını kavradı tüm dünya.
Ancak bu kavramı benimseyemeyen şirketler de çok hala. Sizin bakış açısınız nedir bu konuda? Ya da zaman zaman ekip arkadaşlarınızla birlikte bir Happy Hour’a katılmaktan keyif alıyor musunuz? Ofise hala takım elbise ile gitmeyi savunanlardan mısınız, serbest kıyafete nasıl bakıyorsunuz? Bunlar en basit ve en temel konular elbette. Çalışmayı tercih ettiğiniz şirketin, rakiplerine kıyasla teknolojiyi kullanma oranı sizce nedir? Oradan ayrıldığınızda başka bir işyerinde konuşulan konular, kullanılan uygulamalar, size yabancı gelecek mi?
İş Dünyasında Dijital Dönüşüm ve Akıllı Üretim
Yeni teknolojilerin etkisiyle iş dünyasında hızlı bir değişim süreci içerisindeyiz. Özellikle dijitalleşmenin de etkisiyle iş dünyasında birçok süreç yenileniyor ve gelişiyor. Otonom robotlar, simülasyonlar, dikey ve yatay sistem entegrasyonu, nesnelerin interneti, siber güvenlik, bulut depolama, katma değer üretimi, genişletilmiş gerçek, büyük veri tabanı ve yapay zeka gibi kavramlar ile günlük hayatımızda sıkça karşılaşmaya başladık.
Bu oluşumlar ile birlikte üretimde verimlilik ve maliyetlerin aşağı çekilmesi konuları gündemini korumakla birlikte, dijital dönüşüm ve akıllı üretim kapsamındaki çalışmaların önümüzdeki dönemde iş dünyasının ana gündem maddeleri arasında yer alacağına kesin bir gözle bakılmaktadır. Buna bağlı olarak bazı mesleklerin
önümüzdeki yıllarda yok olacağı ya da bugünkü uygulamalardan çok daha farklı nitelikler kazanacağı konusu da kesin sayılabilir.
İş hayatında başarılı olabilmek yeni teknolojileri takip etmek, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına öncelik vermeye bağlı olacak görünüyor. Ancak klasik şirketlerin yönetim anlayışı çoğu zaman verimliliği ve karlılığı arttırma gibi kısa vadeli performans hedeflerine odaklandığından, yeni teknoloji ve inovasyon hedeflerine yönelememekte, bir başka deyişle günlük işler öncelik kazanmaktadır.
Dijital çağda başarı elde etmek isteyen şirketler için güncel teknoloji ve inovasyon konularında kendilerini sürekli olarak geliştirmenin bir zorunluluk haline geldiği göz ardı edilmemelidir.
Yenilikler Sizi Korkutmasın
Bahsettiğimiz tüm bu değişimin etkilerinin tam olarak neler olacağını bilemiyoruz. Üstelik bu durum kalıcı veya uzun süreli de olmuyor, yeniliğin üzerine bir başka yenilik ekleniyor ve biz büyük bir karmaşanın, belirsizliğin içine düşebiliyoruz. Bu durumlarda yönümüzü belirleyebilmek ve hangi gelişmelerin, yeniliklerin bizim için faydalı olabileceğini belirleyebilmek için iyi bir lidere ihtiyaç duyabiliriz.
Dünyaya farklı pencerelerden bakabilmek, sorunları birçok farklı açıdan ele alıp düşünebilmek ve harekete geçebilmek eskisinden çok daha hayati önem taşıyor.
Değişim sürecinde seçeneklerinizi değerlendirirken takıldığınız noktalarda teknolojiye hakim olan ve iş dünyasında yenilikçi stratejiler benimseyen bir lider veya danışmandan destek almaktan çekinmeyin.
Yenilikleri ürkerek değil, heyecanla karşılamaya çalışın. Unutmayın, teknolojiyi yakından takip edip ondan doğru bir şekilde faydalanmayı başaranlar, her zaman bir adım öndedir. İsterseniz, siz de başarabilirsiniz.